BulutTahsilat -COVID-19’UN ÇALIŞMA HAYATINA OLASI ETKİLERİ

COVID-19’UN ÇALIŞMA HAYATINA OLASI ETKİLERİ

COVID-19 pandemisi ile birlikte, tüm toplum ve tabii ki çalışma hayatı en azından bu süreci atlatana kadar bir uyum sürecine girdi.

COVID-19’UN ÇALIŞMA HAYATINA OLASI ETKİLERİ

2 Haziran 2020

Twitter-icon
COVID-19’un Çalışma Hayatına Olası Etkileri
 
COVID-19 pandemisi ile birlikte, tüm toplum ve tabii ki çalışma hayatı en azından bu süreci atlatana kadar bir uyum sürecine girdi. Bununla birlikte kurumsal hayatın aktörleri olarak; pek alışık olmadığımız yepyeni sorular ve sorunların yanıtlarını ve çözümlerini aramaya başladık. Kısa vadede mücadelemizi verirken, uzun vade açısından kendimize canımızı yakan ama önemli dersler çıkardık. Bu süreç şirketler ve çalışanlar için kuşkusuz geleceğe dair hayati ipuçları sunuyor.
  1. Uzaktan Çalışma
Son yıllarda esnek çalışma koşullarının en ön plana çıkan bileşenlerinden biri olan ‘’uzaktan çalışma’’  aslında tercihlerin üzerine kurulu bir kavramdı. Bugün evden, bir kafeden veya herhangi bir lokasyondan çalışarak işlerimizi yürütebiliyoruz. Bu uygulamalar, çalışanlar adına kişisel sebepler ile kendi motivasyonları için bir tercih iken, şirketler için hem mali kazanımlar; hem de çalışan bağlılığı bakış açısıyla tercih ediliyordu.

Nitekim koronavirüs ile birlikte, konu artık tercihten öte bir zorunluluk halini alabilir. Dolayısıyla özellikle evden çalışma daha yaygınlaşabilir. Son günlerde bu tarz uygulamalar salgından korunma amaçlı olarak gittikçe yaygınlaşmaya başladı.

Bazı sektörlerin yapısı gereği bu modelin uygulanması mümkün olmayabilmektedir. Uzaktan çalışma ile birlikte şirketlerin karşı karşıya olduğu siber riskler artabilir. Birçok şirket uzaktan çalışma için gönüllü olsa bile, çok daha azı uygun siber güvenlik protokollerine ve altyapısına sahiptir. Salgın ile birlikte, mevcut sistem açıklarından fırsat sağlamaya çalışanlar, kimlik avı dolandırıcılıkları ve diğer saldırılar artmakta, evden işini devam ettiren çalışanları herhangi bir açık ağdan hedef almaktadırlar. Tüm bu saldırı ve risklere önlem alınması adına bu ve gelecek dönemde, iş gününün uzaktan yönetilmesi için siber güvenliğin sağlanması, ağların ve verilerin korunması şirketlerin ana gündeminde olan başlıklardan biri olacaktır.
  1. Dijital İşgücü
Türkiye’de ilk COVID-19 vakası çıktığı günden bu yana şirketler dijital yetkinliklerine bağlı olarak çalışanlarını, müşterilerini ve diğer tüm paydaşlarını korumak ve riskleri asgariye indirgemek adına belli önlemler almaktalar.
Türkiye’de ve dünyada Skype, Cisco, Microsoft Teams, Zoom, vb. sanal gibi iletişimi sağlayan araçlar bulunmaktadır. Bu araçların işlevi hem iş sürekliliğini sağlamak, hem de çalışanların sorunsuz bir şekilde bağlantı kurmasını sağlayarak günlük hayatlarında gerçekleştirmeye alışkın oldukları profesyonel ve sosyal etkileşimi kurmalarına yardımcı olmaktır.

Bu bahsettiklerimiz, resmin içerisinde halen “insan”ın başrolde olduğu senaryolar. Eğer salgın sonrası dünyaya ve daha büyük resme odaklanırsak, artık sadece bu alandaki öncü kurumlar değil; neredeyse tüm şirketler uzun vadeli ve stratejik düşünerek iletişim araçlarına ve teknolojiye yapacakları yatırımları öne çekerek hızlandırmaya başlayacaklar. Operasyonel ve tekrarlı / rutin manuel işlerin önemli bir kısmı günümüzde RPA ile otomatik hale getirilebilmektedir. Daha karmaşık süreçlerin ise gittikçe daha fazla bir kısmı yapay zeka ile yürütülmeye aday.

Ancak tabii ki bu daha uzun ve meşakkatli bir yolculuk. Şüphesiz, bunların hiçbiri yepyeni şeyler değil ama hayata geçirilme ve yaygınlık açısından da yeterli değiller. Halihazırda robotikten (RPA) yapay zekaya, endüstri 4.0’dan hizmet robotlarına süreçlerinde otomasyona; işgüçlerinde dijitalleşmeye önemli bütçeler ayıran şirketler; işgücü sürekliliği başta olmak üzere birçok sebepten ötürü bu alanlara olan ilgilerini iyice artırabilirler. Dolayısıyla karbon işgücünden dijital işgücüne geçiş çarpıcı bir ivme kazanacaktır.
  1. Mobilite
Günümüzde çalışanlar için en büyük motivasyon unsurlarından biri mobilite. Farklı roller ve iş tanımları, farklı departmanlar, yeni şirketler, değişik sektörler, farklı şehirler, yeni ülkeler… İşin tüm heyecanı burada değil mi? Böyle olunca da “mobilite” özellikle Y ve Z kuşakları için tam bir mıknatıs haline geliyor. Mobilite aynı zamanda şirketler için de büyük önem taşıyor çünkü küreselleşmenin kaçınılmaz sonucu olarak iş modelleri, organizasyon yapılanmaları ve kariyer tasarımları hep bunun üzerine kurulu, teknolojik altyapıları ve iletişim mekanizmaları bunu destekler şekilde kurgulanmış.
 
Kaynak: https://www2.deloitte.com/content/dam/Deloitte/tr/Documents/human-capital/covid-19-calisanlara-ve-calisma-hayatina-olasi-etkileri.pdf


Twitter-icon
Önceki Yazılar
...
EŞİ GÖRÜLMEMİŞ ZAMANLARDA FİNANSÇILARIN TERCİHİ

COVID-19 dünya çapında etkisini gösterirken, dünya ekonomisinin büyük bir kısmı işyerinde dramatik bir dönüşüm geçirdi.

...
FİNTECH ŞİRKETLERİNİN BLOCKCHAİN İLE İLİŞKİSİ.

Blockchain Fintech Endüstrisini nasıl dönüştürüyor ? Araştırmalara göre , Fintech pazarında ki blockhain’in 2023 yılına kadar 6.7 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

...
KARMAŞIK DİJİTAL ÖDEME: GELECEĞİ YAKALAMAK

Victor Hugo’nun dediği gibi “Dünyanın tüm ordularından daha güçlü bir şey vardır: Zamanı gelmiş bir fikir.’’

BulutTahsilat - Referanslar